ANA SAYFA







Televizyon ve sinemada uzun süredir tartışılan 'bilinçaltını hedefleyen reklamlar' (subliminal) artık internetteki multimedya uygulamaları için de gündemde. Peki böyle bir reklam tekniği gerçekten var mı ve işe yarıyor mu? Ben de böyle bir takım çalışmaların var olduğunu kabul etmekle birlikte işe yarayıp yaramadığı konusunda çok ciddi şüpheler duyuyorum. İsterseniz önce bilmeyenler için bilinç ve bilinçaltı ne demek onun üzerine konuşalım.
"İş bulamıyorum, yardım eder misiniz?" cümlesiyle sıkca karşılaşıyorum. Üzülüyorum, çünkü biliyorum işsizliğin ne demek olduğunu. Beş parasız kalmak, faturaları ödeyememek ve geçim sıkıntısı bir yana psikolojisi de bozulur insanın ardından depresyon başlar. Hele bir de yaşınız ilerlemişse daha da zor. Başınız öne düşer, eşin dostun "napıyosun?" soruları canınızı sıkar.
Uzun süredir görüşmüyordum bizim Gökmen'le. Egeli Sabah'ın yazı işleri müdürü olduktan sonra meşguliyet arttı tabi. Geçen akşam aradı "Bir kokteyle davetliyim, sen de gel hem laflarız" dedi. Tepekule'ye gittik. Burası benim sevdiğim bir mekan, geniş ve modern döşenmiş alanları ve teknolojik altyapısı dikkat çekici. Salonlarındaki teknik ekipman ses düzenekleri diğerlerinden bir adım öndeymiş gibi geliyor bana. Yeni Asır I. Ege Yapı Zirvesi'ni de burada düzenlemiştik. Keşke bu tür mekanların sayısı daha fazla olsa.
Amerika'da ülke genelinde yapılan bir araştırmaya göre, iş başvurularında adayların yüzde 70'i özgeçmişlerini hazırlarken yalan söylüyor veya gerçekleri çarpıtıyor. Türkiye için elde edilmiş bir veri yok ancak bizdeki adayların daha bilinçli ve sağduyulu olabileceğini umut ediyorum. Özgeçmişlerini işveren için daha cazip hale getirmek amacıyla "beyaz yalanlar" söyleyenler genellikle ya maaşlarını olduğundan yüksek gösteriyor ya ünvanlarını abartıyor ya da işsiz geçirdikleri süreleri önceki çalışma dönemine dahil ediyor. Beyaz yalanlara başvuranların önemli bir kısmı bunu öncelikle bir randevu kapabilmek için yapıyor.
Günümüzde iş görüşmeleri işverenin adayı sorgulaması şeklinde gerçekleşiyor. Bir İK elemanı veya bizzat patronun kendisi adaya bin bir türlü soru yöneltip, sunduğu belgeleri inceleyip bir karara varmaya çalışıyor. Aslında iş görüşmeleri iki yönlü bir süreçtir. Daha doğrusu öyle olmalıdır. Görüşmeci sizin pozisyon için uygun olup olmadığınızı sorgularken siz de işin ve işyerinin size uygun olup olmadığını sorgulamalısınız. Doğru ve bir "seçme" yapamamanın temel sebeplerinden birisi de adayın bu sorgulama hakkını kullanmaması veya kullanamamasıdır. "Boşta kalmayayım bir işe gireyim de ne olursa olsun" düşüncesiyle hareket ediyor, gerçek duygu ve arzularınızı gizliyorsanız bu durum iki taraf için de sakıncalar doğurur.
Bir grup öğrenciyle beden dili ve yalan analizi üzerine sohbet ediyorduk. İçlerinden zıpır bir genç kız söz aldı, "Peki hocam, kadınlar erkeklerin kendilerinden hoşlandığını nasıl anlar?" diye sordu. Arkadaşları gülüştü. Bu sorunun konu dışında olduğunu söyleyip geçiştirmiştim ama içime de dert oldu.
Günümüzün iş ortamlarında tahammülün giderek azaldığına şahit oluyoruz. İnsanlar sanki biraz daha gergin, sanki biraz daha "burnundan kıl aldırmaz" halde... Özellikle patron ve yönetici tayfası, işsizlik oranlarının da verdiği rahatlıkla, "Gözünün üstünde kaşın var" deyip kapıyı gösteriveriyor. İşverenin bu "hoyrat" tutumunu tasvip etmek mümkün değil, ancak danıştığım pek çok İK'cı dostum da "Ahmet'ciğim kovana değil de biraz da kovdurana baksana" dedi... Peki biz çalışanlar neler yapıyoruz da patronu çileden çıkarıyoruz?
Bir çiftçi, yerde bulduğu bir kartal yumurtasını, tavuk yumurtası sanarak çiftliğine götürmüş. Kuluçkaya yatan tavuğun altına koymuş. Tavuk, kartal yumurtasını da kendi yumurtası sanarak kuluçka döneminde koruyucu kanatları altında tutmuş. Civcivler ve kartal yavrusu yumurtadan çıkmış. Kartal yavrusu, tavukların ve civcivlerin davranışlarını taklit ederek kanat çırpmış, eşinmiş, darı tanelerini ve solucanları yemiş. Kendisinin bir tavuk olmadığını düşünmek aklına bile gelmemiş.
İster bir bakkal isterse binlerce kişinin çalıştığı dev işletmeler yönetiyor olun karşı karşıya kaldığınız en önemli sorun "doğru insanı doğru yerde" istihdam etmektir. Şener Muter bu konuyu şu sözlerle özetliyor, "İşyerine eleman almak bir futbol takımına oyuncu almak gibidir. Savunma oyuncusunu forvette veya kaleciyi libero oynatamazsınız. Ayrıca hiçbir işverene sırf tanıdık diye kötü bir kaleciyi, kalesine geçirmez." Ancak son yıllarında personel devir hızlarında yaşanan artış ve mutsuz çalışanların sayısının artıyor olması şirketlerin işe alım süreçlerini iyi yönetemediğini gösteriyor.
İster iş yaşamında isten sosyal ilişkilerde karlılaştığımız iletişim kazalarının önemli bir kısma doğru düzgün bir dinleme yapmamamızdan kaynaklanır. Karşımızdaki insanı en doğru şekilde anlamak çoğu zaman anlaşmazlıkların büyümeden önüne geçer. Bu hafta sizler için etkin dinlemenin 7 unsurunu kaleme aldık.
Derler ki, bir İngilizi sinir etmek istersen yanına git, sanki 40 yıllık dostunmuş gibi muhabbet et, samimi olmaya çalış. Yok eğer bir Amerikalıyı sinir etmek istiyorsan, yanında öylece put gibi dur. Tek kelime etme. Mesela Amerika Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyaretini hatırlayın. Ne kadar içten samimiydi değil mi? Bir anda Irak'ta dökülen kanları, Afganistan ve Ortadoğu'yu unutuverdik. Karizmasıyla bizleri büyüledi. Sanki her yaz tatilini Türkiye'de geçiriyormuş gibi geldi ülkemize.
Yeni Asır Gazetesi tarafından 2'ncisi düzenlenen CV Tasarım Yarışması ödül töreni, İzmir Ticaret Borsası salonunda gerçekleştirildi.
Çok fakir bir çocuktu. Öğretmenleri onu "gerizekalı" diyerek okuldan uzaklaştırmıştı. Karda kışta koltuğunun altına sıkıştırdığı gazeteleri satarak geçimini sağlamaya çalışıyordu. Bir keresinde gazete satmasına sinirlenenen bir tren kondüktörü ona sert bir tokat atmış ve ömrü boyunca ağır işitmesine yol açmıştı. İleride tam 2500 buluş yapacak bilimadamı Thomas Alva Edison ızdırap dolu yaşamını şu sözlerle anlatıyor, "Çok sıkıntılar çektim, ama hiçbir zaman halimden şikayetçi olmadım. Edebimle yaşadım, evlendim ve 6 çocuğum oldu. İçki ve sigaradan nefret ettim. Yoksulluktan okula gidemedim. Sebze satıp aileme yardım ettim. "
Sosyal Medyayı etkili kullanma seminerimiz büyük bir ilgi gördü. İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Taylan Özgür Demirkaya ve Sosyal Medya Uzmanı Işıl Yılmaz 'a teşekkür ettik.
Yeni Asır Gazetesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen CV Tasarım Yarışması'nın jüri toplantısı dün akşam yapıldı. Yapılan incelemenin ardından finale kalan CV'ler içinden ilk üç belirlendi.
 5 

Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam77
Toplam Ziyaret223537